Girit
Parlak ve kristal berraklığındaki deniz, engebeli ama görkemli dağlar, muhteşem müzeler ve antik yerleşim birimleri, tarih öncesi
çağlardan beri bilinen çarpıcı mağaralar ve obruklar, parlak renkli duvar resimleri, ılıman iklim, çağdaş konaklama
tesislerinin yer aldığı büyüleyici sahiller, resimsi köylerin yer aldığı nefes kesen iç bölgeler, gelenekler ve sıcak
konukseverlik, araştırmaların ortalama yaşam süresini önemli ölçüde uzattığını gösterdiği mükemmel yerel mutfak (et,
saf zeytinyağı, meyve sebze ve baklagiller başı çekmektedir). Benzersiz olmasının yanında 8.330 km² yüzölçümü ve
1.000 km’i aşkın sahilleri ile Yunanistan’ın en büyük adası. Girit, işte tam olarak bu!
Girit’in, Afrika, Avrupa ve Anadolu arasındaki konumu ve ılıman iklimi adayı Neolitik dönemden bugüne bir medeniyetler merkezi
haline getirmiştir. M.Ö. 6.000 civarında Girit’te tarih öncesi yerleşim birimleri bulunmaktaydı. M.Ö. 2600 yıllarında adaya bakır
işlemeyi bilen yerleşimciler ulaşır ve onlarla beraber, Minos Uygarlığı’nın şanlı tarihi start alır. M.Ö. 1950 yıllarında
Minos Uygarlığı zirveye erişir ve dönemde Knossos, Phaistos ve Malia’da muhteşem saraylar inşa edilir.
Mitoloji’ye göre Rea yeni doğmuş Zeus’u Girit’te bir mağaraya saklar. Zeus’u orada periler yetiştirir ve Kronos’un ağlamasını
duyup bebeği yememesi için, cin Kouritesler kalkanlarına vurarak gürültü çıkarırlar. Zeus, Europa’yı aşkını yaşayabilmek için
boğa kılığına bürünerek yine Girit’e getirdi. Oğulları, Girit’e hükümdar olan ve adayı deniz gücü haline getiren Minos’tu.
O dönem Attika bile kulluk vergisi ödemekteydi. Ta ki Atinalı Prens Theseus Minotor’u öldürünceye kadar. Efsanenin ardında
çok güçlü ve zengin bir krallık ve Avrupa kıtasının en eski medeniyeti yatmaktadır.
M.Ö. 1450’te ve yine M.Ö. 1400’te, muhtemelen Thera volkanının patlamasıyla oluşan ardışık afetler beraberlerinde gerileme
dönemini getirir. Ardından adaya Dorlar göç eder ve daha sonra onları Romalılar takip eder. Girit, bir Bizans eyaleti olur.
Ada akabinde Araplar tarafından fethedilir ve bir asır boyunca (M.S. 824-961) Kandiye, bugünkü Heraklion, merkezli bir
korsan sığınağına dönüşür. Daha sonra Girit yine Bizans kontrolüne geçer. Ardından adaya yaklaşık beş asır hâkim olacak
ve ada kültüründe derin izler bırakacak Venedikler gelirler. 1669’da Kandiye Kuşatmasının sonuçlanmasıyla Osmanlı
egemenliği başlar. 19. yüzyılın sonlarında Yunanistan Kralı’nın Yüksek Komiserliği’nde Girit Devleti kurulur. Girit 1913
yılında resmen Yunanistan’a dahil olur.
Hanya Vilayeti
Adanın en batısında yer alan Hanya vilayeti, bölgenin büyük bir bölümünü kaplayan etkileyici «Beyaz Dağlar» (Lefka Ori)
ve Milli Park ile ayırt edilmektedir. Görkemli Venedik evleri, çeşmeler ve eşsiz güzellikteki kiliseleri ile Hanya eski
şehrinin dolambaçlı yollarında bir gezinti zaman içerisinde bir yolculuğu çağrıştırmaktadır. Şehrin güneyinde Libya
Denizi’ne nazır Venedik kalesi Frangokastello yer almaktadır. Girit kırsalının köylerini birleştiren muhteşem patikaları
takip ederek Vamos ve Milia gibi bölgenin geleneksel yerleşim birimlerini (kırsal turizm için mükemmel altyapıya sahip)
keşfedin. Yemyeşil çayırlarda ve Agia’nın ünlü mandalina bahçelerinde gezinin. Aynı isimli gölü ve nadir ekosistemini
bisikletle keşfetmeyi ihmal etmeyin! Son olarak Hanya’nın şarap imalathanelerini ziyaret edin ve leziz Girit mutfağı
eşliğinde Girit topraklarının şaraplarını deneyin.
Rethymno (Resmo) Vilayeti
Beyaz Dağlar (Lefka Ori) ve Psiloritis (İdi) arasında Rethymno (Resmo) Vilayeti, eşsiz güzellikteki kayalık manzaraları,
muhteşem sahilleri, Girit liri melodileri, tsikoudia (Girit rakısı) eşliğinde ofto (odun ateşinde pişirilen kuzu eti),
efsanevi mağaraları, tarihi manastırları, geleneksel dağ köyleri ve lüks tatil yöreleri ile göz kamaştırmaktadır. Girit
efsanesinin özünü, adanın daha dağlık, daha uzak ve kendi kendine yeten bölgesinde hissedin…
Herakleion Vilayeti
Adanın en büyük ve en yoğun nüfuslu vilayeti batıda İdi (Psiloritis) ve doğuda Dikti (Lassithi dağları) olmak üzere iki
dağ kitlesiyle çevrilidir. Girit’in en önemli arkeolojik alanlarından bir kısmı, muhteşem sahiller ve resimsi köylerle
büyüleyici iç bölgesi, mağaralar ve kanyonlar, platolar ve zeytin bahçeleri ve üzüm bağları ile kaplı yemyeşil vadiler,
heybetli sıradağlar ve Girit’in en saygın turistik altyapısı Herakleion’dadır. Kent dokusu ile doğal zenginliğin eşsiz
kombinasyonu Herakleion’u mutlaka keşfedilmesi gereken bir destinasyona dönüştürmektedir.
Lassiti Vilayeti
Girit’in doğu ucunda yer alan Lassiti Vilayeti, hâkim olduğu zıtlıklarla şaşırtıcıdır. Lüks konaklama tesisleri ile göz
kamaştıran tanınmış turistik sahil beldelerinin ardında duran turizmden nasibini almamış güzel dağ köyleri, ıssız sahiller,
bilinmedik arkeolojik alanlar ve Bizans kiliseleri son derece çekici bir manzara yaratmaktadır.
Adanın en büyüleyici taraflarından bir kısmı burada saklıdır. Muhteşem güzellikteki gölünü taçlandıran şık neoklasik evleri
ile “minnacık” Agios Nikolaos, lüksün damga vurduğu zirvede yarışan tesisleriyle Elounta ve tanınmış Spinaloga adacığı.
İçinde her şeyi barındıran bir güzergâhı takip edelim: eğlence ve gece hayatı, lüks ayrıcalıklar, huzur ve tarih.
Girit’le ilgili daha fazla bilgi için Girit Valiliği’nin Incredible Crete (www.incrediblecrete.gr) resmî sitesini ziyaret edebilirsiniz.