Kasım ayı geldi ve artık Yunanistan yazı bizlere veda ediyor! Yılın en tatlı mevsimi sonbaharın renk cümbüşü, yazın altın güzelliğindeki tekdüzeliğinin yerini alıyor.
Yunanistan kırsalı, masum ziyaretçilerine ve bilinçli doğa dostlarına etkileyici sırlarını ifşa etmek için bekliyor. En yetenekli empresyonist ressam ile rekabet eden eşsiz güzellikteki manzaralar ve zengin bir renk paleti. Yunanistan’ın yılın bu döneminde de ayrıcalıklı bir destinasyon olduğuna dair şüphe götürmez bir kanıt.
Hasat etkinlikleri havaya bir başka ruh katmakta ve ziyaretçiyi toprağın panayırına katılması için davet etmektedir. Zeytin hasadı, bu dönem, başı çekmektedir ve doğa ile iç içe tatilin alternatif seçenekleri olan agro-turizm ve eko-turizm faaliyetlerine dâhil olmuştur.
Zeytin hasadı, saygın zeytin üreticisi ülke olan Yunanistan’da asırlardır varlığını sürdüren tarımsal işkolu ve ekonomik faaliyet olarak daha önceleri sadece halkbilimcilerin ve tarihçilerin ilgi alanına dâhildi. Günümüzde ise artık, Evia, Lesvos ,Girit, Kalimnos, Paros, Kefalonya ,Kalamata, Kithira vb. bölgelerdeki model agro-turizm konaklama tesisleri çevre bölgenin görülmeye değer yerlerine gerçekleştirilen bir tur dâhilinde, ziyaretçilerine zeytin hasadına katılım imkânını sunmaktadır. Ziyaretçi, yerel renkleri yansıtan, mütevazı ve rahat bir ortamda, sonu olmayan bir alana yayılmış zeytin ağaçlarından oluşan devasa bir bahçede, doğa ile olan bağını yenilemekte ve zeytin hasadı işlemine katılım sağlamaktadır. Böylece arzu eden herkes, bir günden bir haftaya kadar emek vererek, çok eski hasat yöntemlerinden biriyle zeytinleri toplayabilmektedir. Ardından, zeytinler geleneksel zeytinyağı değirmenine taşınmakta, orada geleneksel yolla çok değerli zeytinyağının çıkarılması sürecinden
geçirilmektedir, ta ki altın renginde zeytinyağı akmaya güzel kokular yayılmaya başlayıncaya kadar.
Zeytinler ezildikten sonra, yardım eden herkes ödül olarak yanında bir miktar yağ alabilir veya kendi kişisel etiketinin yer aldığı şişeleri taze zeytinyağıyla doldurabilir.

Sade bir seyahat gözleminin ötesine geçen bu interaktif süreç, ziyaretçiyi kırsal yaşamın bir parçası kılmakta ve geleneksel yaşam tarzına, geçici süreliğine bile olsa, gerçek bir dönüşe vesile olmaktadır. Uçsuz bucaksız zeytin ağaçlarının arasındaki doğanın şöleni, zahmet ve zevkin birlikteliği, zeytin hasadına katılmış olanlara eşsiz bir deneyim sunmaktadır. Böylece, temel bir tarım işkolu, orada hazır bulunanlar için, aynı zamanda eşsiz bir tatmin kaynağı olarak bir turizm faaliyetine dönüşmektedir.
Hasadın sonu, katılımcıların çabasının ödüllendirilmesi ve antik çağlardan gelen bir geleneğin canlandırılmasını hedefleyen zengin bir şölen ve şenliğin habercisidir. Yemeklerin hazırlanmasında taze zeytinyağı bol miktarda kullanılır ve sofrayı paylaşanlar için yediklerini her şeyden daha leziz kılar. Takdim edilen katkı, katılımcılara açığa vurulmayan bir tatmin duygusu sunmakta ve deneyimlerini ve bizzat kendi varlıklarını “lezzetlendirmek”’tedir.
Ancak zeytin ve zeytinyağı ile olan bağ burada sona ermiyor! Ziyaretçi artık, bir ya da daha fazla ağacı, kendisine verilecek, belirli zeytinler ile ilgili bilgileri içeren bir sertifika ile “evlat” edinebilir ve hatta her sene evlat edinilmiş ağaçlardan çıkarılan zeytinyağını alabilir.
Hasattan elde edilen zeytinyağı, halk deyişine göre “yeşil kan”, Yunan beslenme kültürünün temel unsurudur. Ayrıca kozmetik ve tıbbi özellikleri de çok iyi bilinmektedir. Geçmişten bu yana, özellikle eski toplumlarda zenginliğin ve gücün kaynağı olmuştur. Miken saraylarının büyük hacimli küpleriyle devasa yağ depoları etkileyicidir. Diğer taraftan, Miken dönemi sahte-ağızlı amforaları, Akdeniz dünyasının tüm enlem ve boylamlarına bu değerli içeriği taşımaktaydı.
Klasik Atina’da, yüksek kalitede saf Attika zeytinyağı ile doldurulmuş Panathenaik amforalar, atletizm oyunlarında galip gelenlere verilen bir ödüldü. Olimpiyat şampiyonları ise kotinos adındaki basit bir zeytin dalı ile taçlandırılırlardı. Günümüzde, dünya çapında kabul gören Yunan zeytinyağı, günlük yaşamda başrolde olmayı sürdürmektedir. Yunan zeytinyağı için en güncel ödül, zeytinyağının Rolls Royce’u olarak da bilinen, mükemmel kalitede dünyaca ünlü zeytinyağının üretildiği Kritsa Lasithi tarım kooperatifine verilen ödüldü. Zeytinyağının satıldığı şişe dahi tasarımı için uluslararası ödüller kazandı. Şişenin tasarımı, zeytinyağı kaplarının (sahte-ağızlı amfora, Panathenaik amfora) gerçek bir sanat eseri olduğu geçmişin zarif geleneksel tarzını, günümüzün modern ilhamı ve sanatsal stiliyle bir araya getiriyor.
Yılların gelenek ve deneyimi, yenilik ve gelişim, zeytinlerin ve zeytinyağının değerlendirildiği ölçütleri oluşturmak için bir araya gelmektedir. Yunanistan’a gelecek ziyaretçi, şayet Yunan topraklarının sunduğu hediyeleri şereflendiren, doğaya tam anlamıyla saygılı geleneksel uygulamalara katılmayı seçerse, son derece şanslı hatta kutsanmış olacaktır.
Böylece, bilahare dünya çapında en iyi değerlendirmeleri almış ve küresel tüketim tercihlerinde yer etmiş bir ürünün, diğer deyişle kendi çabasının sonucunun keyfini çıkaracaktır.